ANA SAYFA » KİTAPLIĞIM » EDEBİYAT AİLEM » Ali Seyyah
ÇOLAK RESSAM
nehri tedirgin geçiyordun
koşarak gergin ağlarla bana tedirgin
örgülü saçların sığmadı ellerime
bu eğri avuçlarla seni nasıl tutayım
ben çolak bir ressamım, iyi türkü söylerim
iyi de ne kelime kırık döküktür evim
dudağından bellidir bir çölü soracağın
öyleyse suya kanma bu bahçeye varmadan
buluttan çit öremem boğar bahçelerimi
uçurtma bilmem ama, iyi sapan tutarım
sana seslendi biri yorulup neşesinden
onun kanadı yok ya gök belledi kafesi
şimdi söylesem ona - sen kafeste doğmadın -
demiri ben bükmedim paslıdır tırnaklarım
ah bu çocuk değil mi sancılanan karnımda
kendi resmini çizen aynalara bakmadan
şimdi hançerler uman göğsündeki boşluğa
şimdi kısık bir sesle söylüyor türküsünü
yok mu bu savaşın sarılmaya kolları
sen ey prensesim - hâlâ düğünün yakın -
yakalandın çöllere -hâlâ serin ellerin-
benimse boğuk evim, bir tanedir duvarı
çiviler dövüşür gece resmini tutmak için
Ali Seyyah, Çolak Ressam, Şule Yayınları, 2018, sf. 76.
kötürüm dakikalar sürünür duvarlarda bileklerimde metalin keskin izi cüzzamlı bir fırtına değilim artık hayır şu muazzam kış karşısında baygın sıcakları özleyen şımarık bir kar tanesiyim yoruldum üşümekten
Pervanenin gölgesi düştü antik şehre, Zeus’un tüyleri ürperdi. Kuş bakışı seyrettim Bergama’yı. Tiyatro sessiz, basamaklar boş, rüzgâr kendi yazdığı oyunu sergiliyor. Genç kızın saçları yüzünü okşuyor tutkulu bir sevgili gibi, fotoğrafçının hasır şapkası uçuyor yamacın altındaki baraja doğru. Çocukların şekerini yalıyor rüzgar.
Safinaz Hanım can kuşunu uçurup dar ve karanlık evine yerleşeli tam elli iki gün olmuştu. Merhumenin bedenini ortadan kaldırmaya yeminli kurtçukların hücumuyla geçen elli iki gün. Kim demiş, insan kabirde yalnızdır, diye! Ölen sebebiyle toprak altında başka türlü bir hayat kımıl kımıl devam ediyordu. Mevtanın etleri kemiklerinden ayrılmaya başlamış, burnunun düşmesine az kalmıştı. Bu süre zarfında kızları ziyaret etmiş, ana-babalarının mezarına çiçek buketleri bırakıp gitmişlerdi.
Palyaçonun sallandığı direğin darağacından tek farkı, ucunda sallanan adamın koltuk altından asılmasıydı. Neden herkesin kahkahalarla izlediği bir şeyi bu kadar korkunç buluyorum? Metrelerce yukarıdaki ipin ucunda debelenen bir adam nasıl komik olur, tek ben mi benzetiyorum can çekişen birine? Herkes nasıl da mutlu. Bir başka palyaço seyircilerin arasından gösteriye dahil olacak kişileri seçiyor. Ellerine birer top verdiği oyunun parçası olmayı başaran izleyiciler, hırsla palyaçoyu vurmaya çalışıyor.