Rahşan Tekşen

ANA SAYFA  »  KİTAPLIĞIM  »  EDEBİYAT AİLEM   »  Ali Seyyah

Ali Seyyah

Çolak Ressam
Çolak Ressam

ÇOLAK RESSAM

 

nehri tedirgin geçiyordun

koşarak gergin ağlarla bana tedirgin

örgülü saçların sığmadı ellerime

bu eğri avuçlarla seni nasıl tutayım

ben çolak bir ressamım, iyi türkü söylerim

 

iyi de ne kelime kırık döküktür evim

dudağından bellidir bir çölü soracağın

öyleyse suya kanma bu bahçeye varmadan

buluttan çit öremem boğar bahçelerimi

uçurtma bilmem ama, iyi sapan tutarım

 

sana seslendi biri yorulup neşesinden

onun kanadı yok ya gök belledi kafesi

şimdi söylesem ona - sen kafeste doğmadın -

demiri ben bükmedim paslıdır tırnaklarım

 

ah bu çocuk değil mi sancılanan karnımda

kendi resmini çizen aynalara bakmadan

şimdi hançerler uman göğsündeki boşluğa

şimdi kısık bir sesle söylüyor türküsünü

yok mu bu savaşın sarılmaya kolları

 

sen ey prensesim - hâlâ düğünün yakın -

yakalandın çöllere -hâlâ serin ellerin-

benimse boğuk evim, bir tanedir duvarı

çiviler dövüşür gece resmini tutmak için

 

Ali Seyyah, Çolak Ressam, Şule Yayınları, 2018, sf. 76.

EDEBİYAT AİLEM KATEGORİSİNDEN...

mustafa-sari-80743

Mustafa Sarı

kötürüm dakikalar sürünür duvarlarda bileklerimde metalin keskin izi cüzzamlı bir fırtına değilim artık hayır şu muazzam kış karşısında baygın sıcakları özleyen şımarık bir kar tanesiyim yoruldum üşümekten

DETAY...

f-hande-topbas-12736

F. Hande Topbaş

Pervanenin gölgesi düştü antik şehre, Zeus’un tüyleri ürperdi. Kuş bakışı seyrettim Bergama’yı. Tiyatro sessiz, basamaklar boş, rüzgâr kendi yazdığı oyunu sergiliyor. Genç kızın saçları yüzünü okşuyor tutkulu bir sevgili gibi, fotoğrafçının hasır şapkası uçuyor yamacın altındaki baraja doğru. Çocukların şekerini yalıyor rüzgar.

DETAY...

kusurlu-heykel-14660

İmran Elagöz Taşkın

Safinaz Hanım can kuşunu uçurup dar ve karanlık evine yerleşeli tam elli iki gün olmuştu. Merhumenin bedenini ortadan kaldırmaya yeminli kurtçukların hücumuyla geçen elli iki gün. Kim demiş, insan kabirde yalnızdır, diye! Ölen sebebiyle toprak altında başka türlü bir hayat kımıl kımıl devam ediyordu. Mevtanın etleri kemiklerinden ayrılmaya başlamış, burnunun düşmesine az kalmıştı. Bu süre zarfında kızları ziyaret etmiş, ana-babalarının mezarına çiçek buketleri bırakıp gitmişlerdi.

DETAY...

deli-sesler-16654

Berrin Erdoğan

Palyaçonun sallandığı direğin darağacından tek farkı, ucunda sallanan adamın koltuk altından asılmasıydı. Neden herkesin kahkahalarla izlediği bir şeyi bu kadar korkunç buluyorum? Metrelerce yukarıdaki ipin ucunda debelenen bir adam nasıl komik olur, tek ben mi benzetiyorum can çekişen birine? Herkes nasıl da mutlu. Bir başka palyaço seyircilerin arasından gösteriye dahil olacak kişileri seçiyor. Ellerine birer top verdiği oyunun parçası olmayı başaran izleyiciler, hırsla palyaçoyu vurmaya çalışıyor.

DETAY...

2025. Copyright © Rahşan Tekşen.

Avinga | XML