ANA SAYFA » KIRK BİR KERE İSTANBUL » Kırk Bir Kere İstanbul'dan Seçmeler » Hacı Selim Ağa Kütüphanesi
ŞÂD ETTİ, ŞÂD OLSUN
...
Kütüphaneye tayin edilecek ilk hafız-ı kütüb, bugünün ifadesiyle diğerlerinin müdürü olacaktır. Günlüğü seksen akçeye gelecek, kütüphanenin meşrutasında ikamet edecek, vazife mahallini tenha koymayacak ve haftanın beş günü, her sabah öğrenci okutacaktır. Hulâsa bir ehl-i ilim ve sahib-i fazl kimesne hafız-ı kütüb-ü evvel olabilecektir. Nihayet aranılan vasıflarda birine vazife verilir ve hafız-ı kütüb-i sanî ve salis olacak, tedris-i ilme kadir [iki] kimesne daha bulunur.
Hafız-ı kütübleri iğne deliğinden geçirir Hacı Selim Ağa. Zira emanetin teslim edileceği kişiyi seçmek, kütüphaneyi inşa ettirmekten daha zordur. Bu sebeple, her ne şartla olursa olsun kendi yerlerine başkasını vekil tayin edip kütüphaneden ayrılmamaları gerektiğini tembih edip durur. İşbu üç nefer hafız-ı kütüb efendiler ile iki nefer yamak efendiler bilâ özr-i şer’i hizmetlerine âharı tevkil etmeyüb hizmetlerin bi’nefs eda eyliyeler. Herhangi bir sebeple yola dahi çıkıp kütüphaneyi tenha bırakırlarsa, vazifelerini ellerinden alacağını ifade etmek için de “Tarike duhul edeni olur ise bi-ma’rifet mütevelli hafız-ı kütüblüğü ref oluna.” diyerek söylediklerinde ne kadar ciddi olduğunu gösterir.
...
Metnin tamamı için: Kırk Bir Kere İstanbul, Şule Yayınları, 2013, sf. 49-56.
Güneşi bile unutmuş toprak, gül vermeyi öğrenir onun elinde. Saçlarının telleri birbirine karışmış ağaçlar, kendilerine çeki düzen vermeyi… Gözleri de hayran bırakır tekke böylece, gönülleri olduğu kadar. Kapısından misafir eksik olmaz. Yemeğini yemeden, şerbetini içmeden kalkıp giden olmadığı gibi. Bu kapıya gelip de sadakasını almayan bir fakir yoktur. Bu kapıya gelip de duasını almayan bir tek fakir: Vezirler, paşalar, divan erbabı, esnaf, halk…
Sadece sultanlar için yapılmıştı Alay Köşkü. Bu yüzden büyük bir taht odasından başka, birkaç küçük hizmet odası vardı sadece. Tâ III.Murad devrinde, yine burada ahşap bir köşkün olduğu rivayet edilse de Fatih döneminde yapıldığı daha kat’îydi. Ne vakit yapılmış olursa olsun, ilk yapılan ahşap köşk yıktırılmış, II.Mahmud’un yaptırdığı bina Alay Köşkü olarak bugüne gelmişti.
1980’de Sahaflar Çarşısı yeniden tanzim edildi. Dükkânların üzeri kapatıldı, avluya taşlar döşendi, ortaya küçük bir bahçe yapıldı ve çeşme kondu. Sahaflar, sadece ders kitapları, testler, hediyelik eşyalar satan bir kitap çarşısı olarak idrak edildiği günden beri de içi çıkarılmış bir cevize döndü.
On dokuzuncu asrın Islahat-ı Turûk Heyeti, yol genişletme kararını uygulamak bahanesiyle iki yüz seksen yıllık bir eseri kurban etmekte beis görmez. Kubbesiyle birlikte gövdesinin bir kısmını kesip atıverir. Koca Sinan’ın el emeği göz nuru olduğu tahmin edilen Çemberlitaş Hamamı, bir hilkat garibesi gibi yolun kenarında kalakalır.