Anneler kızaran domateslerini, boy veren fasulyelerini anlatırken seslerinde kuşlar cıvıldıyorsa yeni evlatları olmuş, eskilerinin pabucu dama atılmış demektir. Belki de öyle değil... Anneler sevgilerinin, emeklerinin karşılığını nazlanmadan, can yakmadan, ikiletmeden veren evlatlar bulmanın sarhoşluğunu yaşıyordur. Ağrılarını, dertlerini, hatta anneliklerini unutmaları hep bu sarhoşluktandır belki.
Edebiyatla meşgul olan insanlar, malzemesi nokta, virgül olan metin ustaları gibi görülüyor. Alet edevatını kap da şu benim yazıyı bir düzeltiver, deniyor onlara sıkça. El atıyorlar atmasına amma çoğu zaman görüyorlar ki duvar çürük, çivi tutmuyor.